Aldatma Nedeniyle Boşanma Davası

Anasayfa » Faaliyet Alanlarımız » Aile Hukuku » Aldatma Nedeniyle Boşanma Davası

Aldatma Nedeniyle Boşanma Davası | Mükyen Hukuk

Boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu’nda sayılmıştır; zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı, evlilik birliğinin sarsılması.

Aldatma ve zina aynı anlamı çağrıştırıyor gibi görünse de aslında farklı kavramlardır.

Zina; birbirine evlilik bağıyla bağlı eşlerden birinin eşi olmayan biriyle cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanmaktadır.

Aldatma ise daha geniş bir kavram olarak eşlerin birbirine olan sadakat yükümlülüğünü yerine getirmemesiyle ilgilidir. Bunun içine birlikte yaşamak, karşı cinsten biriyle duygusal bağ kurulması gibi durumlar girer.

Daha net bir anlatımla; eşin başka biriyle cinsel ilişkiye girmesi sebebiyle açılacak boşanma davasında sebep zina, başka biriyle flörtleşmesi, yakın ilişki yaşaması durumunda açılacak boşanma davasında sebep aldatma olacaktır. Aldatma durumunda açılacak davanın sebebi haysiyetsiz hayat sürme veya evlilik birliğinin sarsılması olacaktır.

Zinanın gerçekleşmesi için 3 şart vardır;

  • Evlilik ilişkisinin bulunması
  • Başkasıyla cinsel ilişkiye girme
  • Zina edenin kusurlu olması

Aldatma (Zina) Sebebiyle Boşanma Davası Ne Zaman Açılır?

Eşlerden birinin evlilik bağına ve sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak başka biriyle cinsel birliktelik yaşadığını öğrenmesinin üzerinden 6 ay geçmemekle birlikte bu davayı açmalıdır. Eşin geç öğrenmesi durumunda her halde zina eyleminin üstünden 5 yıl geçmediği sürece bu sebebe dayanarak boşanma davası açılır. 5 sene sonra açılacak bir boşanma davasında zina sebebine dayanılamaz ancak bir genel boşanma sebebi olarak ileri sürülebilir.

Önemle belirtelim ki affeden tarafın dava hakkı yoktur. Eğer eş aldatıldığını öğrendikten sonra affettiyse veya davranışlarından affettiği algısı oluşmuşsa dava hakkı düşer. Böylece dava hakkı iki halde gecikmiş olacaktır. Birincisi affetmek, ikincisi sürelerin geçmesi.

Aldatma (Zina) Sebebiyle Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Zina yapıldığını ispatlayan eş bu sebebe dayanarak boşanma davası açabilir. Eğer zina iddiasını ispatlayamazsa dava reddedilir. Bu sebepten zina iddiasıyla birlikte genel boşanma sebeplerine dayanmak boşanma sürecini kolaylaştıracaktır. Zina iddiası ispatlanamazsa genel boşanma sebeplerine dayanarak hakim boşanmaya karar verebilir.

Zina yapıldığının ispatı kesin veya güçlü delillere dayanmak zorundadır. Ancak zinayı ispat eden delillerin hukuka aykırı şekilde elde edilmemiş olması gerekmektedir. Böyle bir durumda hukuka aykırı deliller hükme esas alınamayacağından elde edilen delillerin bir avukat süzgecinden geçmesi gerekmektedir.

Mahkemeye ispat aracı olarak her türlü delil sunulabilir, telefon konuşmaları, WhatsApp mesajları, sosyal medya içerikleri, fotoğraf ve video gibi. Ancak bu delilleri elde ederken TCK kapsamında düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlememeye dikkat edilmelidir. Evlilik bağı kişilere birbirlerinin özel hayatına karışma ve izinsiz erişebilme imkanı tanımaz. Delil oluşturabilecek hususları bu suçu oluşturmayacak şekilde elde etmek gereklidir. Aksi halde eş, bir ceza yaptırımına tabi tutulabilir.

Yargıtay uygulamalarına göre bazı durumlar zinanın varlığına delalet etmektedir. Bu durumlar;

  • Eşlerden birinin yalnızken ortak konuta karşı cinsten birini alması zinanın varlığına delalet eder.
  • Eşlerden birinin karşı cinsten biriyle düzenli bir şekilde gece-gündüz telefonda görüşmesi zinanın varlığına işaret eder.
  • Eşlerden biri evlilik dışı ilişkiye girdiği kişiden çocuk sahibi olduğu takdirde zina olgusu ispatlanmış olur.

Zina Sebebiyle Tazminat İstenebilir Mi?

Zina sebebiyle aldatılan kişi tazminat isteminde bulunabilir. Bu mümkündür. Ancak aldatılan kişinin üçüncü kişiye karşı bir tazminat talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü üçüncü kişinin bir sadakat yükümlülüğü yoktur. Sadakat yükümlülüğü eşler arasındadır. Tazminat miktarı mahkeme tarafından eşin kusuruna, evliliğin süresine, sosyal ve ekonomik duruma göre belirlenmektedir.

Aldatılan eş, aldatılma sebebiyle manevi olarak çöküntüye girmiş ise psikolojik olarak uğradığı tahribatın karşılığı olarak manevi tazminat talep edebilir.

Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2017/4021 sayılı kararına göre;

Mahkemece davacı-karşı davalı kadın ağır kusurlu kabul edilerek dava ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına kararı verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı kadının zina eylemine karşılık, davalı-karşı davacı erkeğin de eşine sürekli şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Eşit kusurlu eş lehine tazminata hükmedilemez.

Mükyen Hukuk Bürosu uzman avukatlarından randevu almak için:

Randevu Al
0216 784 43 20