Ziynet Eşyası Davasında Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

Anasayfa » Faaliyet Alanlarımız » Aile Hukuku » Ziynet Eşyası Davasında Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

Ziynet Eşyası Davasında Bilinmesi Gerekenler Nelerdir? | Mükyen Hukuk

Düğün Takılarının İadesi Davasında Hangi Deliller Kullanılabilir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki; düğün takılarının iadesi davasında ilk ispatlanması gereken düğün takılarının varlığıdır. Bu sebeple ilgili düğüne ait olan fotoğraflar, video kayıtları, nerede muhafaza edildiğine ya da harcandıysa ne için, ne şekilde kullanıldığına dair belge ve tanıklar, hesaplamalarda dosyanın iletilmesi gerektiğinden bilirkişi delili, yemin delili söz konusu bu tür davalarda delil olarak kullanılabilir.

Düğün Takılarının İadesi Davasında İspat Yükü Nedir?

Yargıtay kararlarında sıkça rastlanan genel düşünce ziynet eşyalarının kolay taşınabilen ve saklanabilen eşyalar olmasından kaynaklı olarak kadının kendi üzerinde ya da ortak konutta saklandığı dolayısıyla da herhangi bir ayrılık, evden uzaklaşma durumunda kadının bu eşyaları yanında götüreceği düşüncesidir. Bu sebeple ispat yükü anlamında önemli olan durum; davalı taraf olan kocanın düğün takılarının evlilik birliği içerisinde evle ilgili farklı ihtiyaçlar gidermek üzere kullanıldığını iddia etmesi onu bu borçtan kurtarmaz. Ancak burada belirtmek gerekir ki; söz konusu düğün takılarını kullanırken daha sonradan kadına iadesi yapılmamak üzere ve kadının özgür iradesiyle onaylayarak bağışlaması sebebiyle kullanıldığını ispat etmesi halinde artık davalı kocaya ziynet eşyalarının iadesi borcu yüklenmez. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 18/01/2018 Tarihli, 2017/17245 E. 2018/361 K. Sayılı Kararı’nda bu konuyla ilgili “Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının istemi ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur.” şeklindeki ifadeye yer verilmiştir. Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 22/12/2014 Tarihli 2014/26823 E. 2014/26223 K. Sayılı Kararı’nda; “Düğünde takılan takı paraları ve ziynet eşyaları, taraflar arasında aksine bir anlaşma yoksa kadına ait sayılır. İade edilmeme koşuluyla verildiği kanıtlanmadıkça; bunların koca tarafından borçları için bozdurulup harcanması; onu iade borcundan kurtarmaz. Davacı-davalı koca, kadının takı ve ziynet alacağı taleplerine verdiği cevapta “onların hepsinin nişan, düğün ve ev eşyası borçları için kullanıldığını'' beyan ve kabul etmiş; takı parasının, kadın tarafından iade edilmemek üzere kendisine verildiğini de ispatlayamamıştır. Açıklanan bu nedenlerle, takı parası talebinin kabulü gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.” ifadesi yer alır.

Sonuç olarak, bu aşamada davacı olan yani ziynet eşyalarının iadesini talep eden kadının, hem zilyet eşyalarının iadesinin talep edilmesi gereken doğru zamanı, hem talep etme şeklinin hukuka, ispat yüküne, olay örgüsüne, doğru delillere dayandırılarak, zamanaşımı süresi içerisinde olmasına gibi şartlara dikkat etmesi gerekir.

Ziynet Eşyası Davasında Yemin Delili Nedir?

Burada öncelikle belirtmek gerekir ki; düğün takıları hakkındaki iddia çerçevesinde yemin deliline dayanmak mümkündür. Ancak söz konusu bu halde yemin deliline dayanan tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılması gerekir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin bir kararında konuyla ilgili olarak “Somut olayda, Davacı kadın evden ayrılması sırasında dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya, ziynetlerin elinden alındığı götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir..” ifadelerine yer verilmiştir.

Ziynet Eşyası Davasında Görevli Mahkeme Nedir?

Öncelikle burada belirtmemiz gerekir ki düğünde takılan ziynet eşyalarının iade davası açılabilmesi için eşlerin boşanması zorunluluğu yoktur. Evlilik birliği devam ederken de ziynet eşyası üzerinde eşler her zaman tasarruf yetkisine sahip olduğundan ziynet alacağı talebinde bulunulabilir. Öte yandan boşanma sürecinde olan eşler; boşanma davası ile beraber talep edildiği gibi isteme göre müstakil bir dava açarak ziynet eşyalarının iadesini talep edilebilir. Bu aşamada ziynet alacağı davası için yetkili olan mahkeme genel yetkili mahkeme olan davalı olan tarafın yerleşim yerindeki mahkemedir. Türk Medeni Kanunu’nun 2. Kitabı olan, Aile Hukukundan doğan bir talep olan ziynet alacağı talebinde görevli olan mahkeme ise aile mahkemesidir. Ziynet Alacağı davasında ise görevli mahkeme; davanın açılacağı yargı çevresinde, Aile Mahkemesi bulunan yerlerde Aile Mahkemesi, bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Buna göre; Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı Aile Mahkemesi sıfatıyla sürdürüp karara bağlamalıdır. “Ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili müvekkilinin kişisel malı niteliğindeki ziynet eşyalarının davalı eş tarafından alınarak iade edilmediğini ileri sürmüştür. TMK'nın 226/1. Maddesinde, her eşin diğer eşte bulunan mallarını geri alacağı açıklanmıştır. Maddedeki bu düzenleme ile 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesinde yazılı düzenlemeler dikkate alındığında ziynet eşyalarına yönelik olarak açılan davalarda Aile Mahkemesi görevlidir. O halde; mahkemece ziynet eşyalarına dair talep bakımından işin esasına girilerek taraf delilleri eksiksiz olarak toplandıktan sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindeki ifadelere yer verilmiştir.

Resmi Nikahı Olmayan Eşin Ziynet Eşyası Talebi Nedir?

Ziynet eşyası alacağı davası açılmasının önünde resmi nikahın olmaması kanuni açıdan bir engel teşkil etmez. Söz konusu bu tür hallerde görevli mahkeme genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Yargıtay 4. HD. 04.06.2012 Tarihli bir kararında konuyla ilgili olarak; “Somut olayda; taraflar arasında, nişan veya TMK. m. 134 ve devamında ön görülen yöntem ve koşullara uygun bir evlilik ilişkisi söz konusu değildir. Bu nedenle de uyuşmazlığın nişan veya evliliğin hukuki niteliğine ve sonuçlarına ilişkin Medeni Yasa'nın İkinci Kitabı hükümleri çerçevesinde ve aile mahkemesi tarafından çözümlenmesi mümkün değildir. Dava konusu olay, 4721 sayılı Medeni Yasa'nın İkinci Kitabından doğan dava ve işler arasında olmadığından, uyuşmazlığın, genel hukuk mahkemelerinde çözümlenmesi gerekir. Şu durumda yerel mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi olarak davaya bakılması ve işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.” ifadelerine yer verilmiştir.

Mükyen Hukuk Bürosu uzman avukatlarından randevu almak için:

Randevu Al
0216 784 43 20