Çocuğun Yaş Küçüklüğü ve Cezai Ehliyeti Nedir?

Anasayfa » Faaliyet Alanlarımız » Ceza Hukuku » Çocuğun Yaş Küçüklüğü ve Cezai Ehliyeti Nedir?

Çocuğun Yaş Küçüklüğü ve Cezai Ehliyeti Nedir? | Mükyen Hukuk

Çocuğun Yaş Küçüklüğü Nedir?

Çocuklar hakkındaki yargılamalar, Çocuk Ceza Mahkemeleri tarafından yerine getirilir. “Henüz 18 yaşını doldurmamış kişi” Türkiye Ceza Hukuku’nda çocuk olarak kabul edilir. (Çocuk Koruma Kanunu madde 3/1-a ve Türk Ceza Kanunu madde 6/1-b) Yaş küçüklüğü çocuğun cezai ehliyetini sınırlar çünkü yaş küçüklüğünün kusur yeteneğini azaltması ya da ortadan kaldırması söz konusudur. Çocuk yargılaması suç işleyen çocuğu koruyan bir anlayışa sahip şekilde yapılır. Bu nedenle suç işlediği iddia edilen çocuk; çocuk yargılaması sürecinde “suça sürüklenen çocuk” olarak nitelenir ve bu şekilde yargılama yapılır.

Çocuğun Cezai Ehliyeti Nedir?

Çocuğun cezai ehliyeti ya da başka bir deyimle cezai sorumluluğu; çocuğun isnat(kusur) yeteneğine göre belirlenmektedir. Çocuk yargılaması sırasında çocuk cezai ehliyeti mahkemenin çözmesi gereken en önemli hukuki uyuşmazlıktır. Buna göre bir çocuğun cezai ehliyetinin tam olması için aşağıdaki isnat yeteneğinin iki unsurunun bir arada bulunması gerekmektedir. Bu unsurlar;

  • Çocuğun Algılama Yeteneği: Söz konusu olan çocuğun işlediği fiilin hukuki olarak geldiği anlam ve ortaya çıkardığı sonuçları anlama, algılayabilme ve kavrayabilme yeteneğidir.
  • Çocuğun Davranışlarını Yönlendirme Yeteneği: Söz konusu çocuğun yukarıdaki algıma yeteneği kapsamında fiilinin hukuki anlam ve sonucunu kavradıktan sonra bu kavrayışına uygun olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğidir. Davranışlarını yönlendirme yeteneği Ceza Hukukunda “irade yeteneği” olarak geçmektedir.

Buna göre; söz konusu suç teşkil eden fiili gerçekleştiren çocuğun cezai ehliyetinin olmadığı sonucunun çıkarılması için çocuğun; yukarıda ifade edilen “algılama” ya da “irade” yeteneklerinden birinin bulunmaması ya da bu yeteneklerde azalma olması gerekir.

Yaş Gruplarına Göre Çocukların Ceza Sorumluluğu Nedir?

Çocukların cezai ehliyeti yaş küçüklüğü dikkate alınarak üç grup şeklinde belirlenir. Bu gruplar;

  • Oniki (12) Yaşından Küçük Çocukların Cezai Ehliyeti,
  • 12-15 Yaş Grubundaki Çocukların Cezai Ehliyeti,
  • 15-18 Yaş Grubundaki Çocukların Cezai Ehliyeti, şeklindedir.

On İki (12) Yaşından Küçük Çocukların Cezai Ehliyeti Nedir?

“Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.” (TCK madde 31/1)

Yukarıda verilen kanun maddesinde görüldüğü üzere 12 yaşından küçük çocukların cezai ehliyeti ve sorumluluğu yoktur. Bu nedenle 12 yaşından küçük çocuklar için cezai sorumluluğu belirlemek amacıyla rapor alınmasına ya da inceleme yapılmasına gerek duyulmaz. 12 yaşından küçük çocukların mutlak suretle kusur yeteneğinden yoksun oldukları kabul edilir ve bu çocuklar suç işledikleri takdirde haklarında ceza davası açılmaz. Ancak yukarıdaki maddede bahsedilen “çocuklara özgü güvenlik tedbirleri” uygulanabilir.

Gerçek yaşı 12 yaşından küçük olan ancak nüfus kaydına göre 12 yaşından büyük görünen çocuğun yaşı Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilir. Bu tespit sonucunda çocuğun gerçek yaşı nüfus kaydında görünen yaşına aykırı olacak şekilde 12 yaşından küçük ise soruşturma bu bilgi doğrultusunda devam eder. Bu durumda söz konusu çocuk hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilir. Kovuşturma aşamasında söz konusu çocuğun 12 yaşından küçük olduğunun ortaya çıkması halinde ise mahkeme çocuğun yaş küçüklüğü sebebiyle “suça sürüklenen çocuğun kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığına” dair karar verir.

12-15 Yaş Grubundaki Çocukların Cezai Ehliyeti Nedir?

Eğer suç işleyen çocuk 12 yaşını tamamlamış ancak 15 yaşını tamamlamamış ise söz konusu çocuk için cezai ehliyetin varlığı araştırma yapılarak tespit edilir. 12-15 yaş arası çocuklar için cezai ehliyet iki farklı kısımlar incelenir. Bunlar;

  • 12-15 yaş aralığında olup da işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya davranışlarını buna göre yönlendirme yeteneği yeterince gelişmeyen çocukların da cezai sorumluluğu yoktur. Suça sürüklenen bu çocuklar hakkında da “çocuklara özgü güvenlik tedbirleri” uygulanabilir.
  • 12-15 yaş aralığında olup da işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını “algılama” veya davranışlarını buna göre “yönlendirme” yeteneği gelişmiş çocukların cezai sorumluluğu vardır.

“Fiili işlediği sırada oniki yaşını bitirmiş onbeş yaşını doldurmamış bulunan çocuklar ile onbeş yaşını doldurmuş ancak onsekiz yaşını doldurmamış sağır ve dilsizlerin işledikleri fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından sosyal inceleme yaptırılması zorunludur.” (Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Yönetmeliği 20. madde 2. fıkra)

“Fiili işlediği sırada oniki yaşını bitirmiş onbeş yaşını doldurmamış bulunan çocuklar ile onbeş yaşını doldurmuş ancak onsekiz yaşını doldurmamış sağır ve dilsizlerin işledikleri fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığını takdir yetkisi münhasıran mahkemeye aittir. Sosyal incelemeyi yapan bilirkişi, çocuğun içinde bulunduğu aile ortamı, sosyal çevre koşulları, gördüğü eğitim, fiziksel ve ruhsal gelişimi hakkında bir rapor düzenler. Hâkim, bu yaş grubuna giren çocuğun kusur yeteneğinin olup olmadığını takdir ederken, görevlendirdiği bilirkişinin hazırlamış bulunduğu raporda yer verilen gözlem, tespit ve değerlendirmeleri göz önünde bulundurur.” (Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Yönetmeliği 20. madde 3. fıkra)

Bu maddelere göre 12-15 yaş aralığındaki çocukların cezai ehliyetinin tespiti için aşağıdaki iki raporun alınması hukuki açıdan zorunludur. Bu raporlar;

Kusur Yeteneğine İlişkin Adli Rapor: 12-15 yaş aralığındaki çocuklar için söz konusu suç teşkil eden fiilin hukuki anlamını ve hukuki sonuçlarını “algılama” ve buna göre davranışlarını “yönlendirme” yeteneklerinin yeterince gelişip gelişmediğini tespit etmek amacıyla “adli rapor” alınması hukuki açıdan zorunludur. Bu adli rapor; Adli tıp uzmanından, ruh ve sinir hastalıkları hastanesinden veya tam teşekküllü bir devlet hastanesinin çocuk psikiyatrisi bölümündeki uzman hekimden çocuğun algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini değerlendirir şekilde alınır. Bu raporda çocuğun suçlandığı her suç için ayrı ayrı “algılama” ve “yönlendirme” yeteneğinin olup olmadığı açıklanır.

Sosyal İnceleme Raporu: Çocuk Ceza Mahkemesi ya da çocuk hakimi tarafından çocuğun bireysel özellikleri ile sosyal çevresini gösteren bir inceleme yaptırılarak uzmandan “sosyal inceleme raporu” alınır. Sosyal incelemeyi yapan uzman bilirkişi, çocuğun aile ortamını, sosyal çevre şartlarını, aldığı eğitimi, fiziksel ve ruhsal gelişimi hakkında bir rapor düzenler. Hakim 12-15 yaş arası söz konusu çocuğun kusur yeteneğinin olup olmadığını, görevlendirdiği bilirkişinin hazırladığı bu raporda yer alan gözlem, tespit ve değerlendirmelere göre belirler. Bu rapor çocuğun; işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama, buna göre davranışlarını yönlendirme yeteneğinin mahkeme tarafından tespitinde önemli bir ölçüt olur. Eğer dava hakkında karar sosyal inceleme raporu alınmaksızın verilir ise sosyal inceleme raporunun alınmamasının gerekçesi mahkeme kararında ayrıntı şekilde açıklanır.

15-18 Yaş Grubundaki Çocukların Cezai Ehliyeti Nedir?

Türk Ceza Kanunu 31. maddenin 3. fıkrasına göre 15-18 yaş aralığındaki çocuğun cezai ehliyeti tamdır ancak mahkemece belirlenen ceza üzerinden çocuğun yaş küçüklüğü sebebiyle belli miktarda ceza indirimi yapılmalıdır. 15-18 yaş aralığındaki çocuğun işlediği fiil için “algılama” ve “yönlendirme” yeteneğinin gelişip gelişmediğinin tespiti için “adli rapor” alınması zorunlu değildir. Aynı şekilde sosyal inceleme raporunun da alınması zorunlu olmamakla birlikte çocuk hakimi ya da mahkeme; Çocuk Koruma Kanunu 25. madde çerçevesinde neden rapor alınmadığını hukuki açıdan gerekçelendirmek zorundadır. Bu gerekçelendirmeye kararda yer verilir.

Mükyen Hukuk Bürosu uzman avukatlarından randevu almak için:

Randevu Al
0216 784 43 20

Diğer Makalelerimiz: