Gizli Ses, Video, Görüntü, Fotoğraf Kayıtları Mahkemede Delil Olur Mu?

Anasayfa » Yayınlar » Gizli Ses, Video, Görüntü, Fotoğraf Kayıtları Mahkemede Delil Olur Mu?

Gizli Ses, Video, Görüntü, Fotoğraf Kayıtları Mahkemede Delil Olur Mu? | Mükyen Hukuk Yayınlar

Bu makalede gizli şekilde vatandaşlar tarafından alınmış ses, fotoğraf, görüntü ve video gibi kayıtların yargılama süreçlerindeki delil değeri incelenecektir. Gizli olarak elde edilmiş ses, fotoğraf, görüntü ve video gibi kayıtlar eğer hukuka uygun şekilde elde edilmiş ise ceza yargılamalarında ve özel hukuk davalarında delil olarak sayılır ve delil olarak kullanılabilir. Ancak delil üretmek amacıyla planlı olarak gizlice kaydedilen ses, fotoğraf, görüntü ve video gibi kayıtlar söz konusu vakanın ispatı için ceza ve hukuk mahkemelerinde delil olarak kullanılamaz.

Hukuk sisteminde hukuka aykırı şekilde elde edilmiş deliller, kanıtlar yargıç tarafınca verilecek hükümde dikkate alınmaz. Bu şekilde üretilmiş deliller aşağıdaki gibidir;

  • Boşanma davası, alacak davası gibi özel hukuk uyuşmazlıkları hakkında mahkeme tarafından karar verilirken hukuka aykırı deliller bir vakıanın ispatında dikkate alınmaz. “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.” (HMK m.189/2).
  • “delillerin serbestliği” ilkesi Ceza muhakemesinde mevcuttur. Ceza davalarında her şey delil olarak sayılabilir. Ancak, şüpheli veya sanığın işlediği suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş delillerle ispat edilmelidir. “Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.” (CMK m.217/2). Hukuka aykırı elde edilerek ceza davasında kanıt olarak ileri sürülen deliller hakim tarafından reddedilir (CMK m.206/2-a). Mahkeme gerekçeli kararında hukuka aykırı delillerin hangileri olduğunu gösterir. (CMK m.230/1-b).

Burada belirtmek gerekir ki, vatandaşlar tarafından hukuka aykırı şekilde alınmış ses, fotoğraf, görüntü ve video kayıtları çoğu kez suç teşkil etmektedir. Çünkü bu tür kayıtlar çoğu kez 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Aykırı Suçlar” başlığındaki düzenlemelere aykırılık teşkil eder.

Hukuka Uygun Olan İzinsiz Ses, Görüntü ve Video Kayıtları Nelerdir?

Daha önce de belirttiğimiz gibi, delil üretmek amacıyla planlı olarak gizlice kaydedilen ses, fotoğraf, görüntü ve video gibi kayıtlar söz konusu vakanın ispatı için ceza ve hukuk mahkemelerinde delil olarak kullanılamaz. Ancak, belirli şartlarda yaşanmış bir olayın taraflarınca yapılan ses, fotoğraf, görüntü ve video gibi kayıtlar hukuka uygun kabul edilerek mahkemede kanıt olarak kullanılabilir.

Aşağıda sıralayacağımız şartların tamamının bir arada gerçekleştiği durumda, Yargıtay uygulaması çerçevesinde, elde edilmiş olan deliller hem ceza hukuku hem de özel hukuk davalarında hukuka uygun delil değeri taşır ve bu sebeple de delil olarak kabul edilir:

  • Cinsel taciz, cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira, veya şantaj gibi suçlar bir kişiye ya da kişinin yakınlarına karşı işlenirken söz konusu kişi ya da kişinin yakınlarınca alınan ses, fotoğraf, görüntü ve video gibi kayıtlar söz konusu kişi ya da kişinin yakınlarına aile birliğine yönelen, kişi ya da ailenin onurunu zedeleyen, haksız bir saldırı karşısında söz konusu kişi veya kişinin yakınları tarafından alınabilir. Ancak söz konusu durumlarda kişi veya kişi yakını tarafınca alınan ama suç ya da haksız saldırı durumu içermeyen kayıtlar mahkemede delil olarak kullanılamaz. Çünkü bu tarz kayıtlar hukuka aykırılık teşkil eder. Bu sebeple de delil değeri yoktur.
  • Yukarıda bahsedilen durumlarda alınan kayıtların delil değeri taşıması için söz konusu olan su. veya haksız saldırı durumunun “ani gerçekleşen bir olay” olması ya da “tesadüfen” olması gereklidir. Aksi takdirde tesadüfi şekilde ya da aniden gerçekleşmeyen olayların sistematik veya planlı bir şekilde delil ortaya koymak amacıyla ses, video görüntü ya da fotoğraf alınarak kaydedilmesi suç teşkil etmektedir.
  • Söz konusu olaylarda kişi ya da kişinin yakınları suça veya haksız saldırıya maruz kaldığında ses, video, görüntü ya da fotoğraf kaydı almak suretiyle olayı somutlaştıran kişinin olayın gerçekleşme anında çevresinde yardım amacıyla başvurabileceği herhangi bir kolluk kuvveti desteğinden mahrum olması gerekmektedir. Eğer söz konusu durumda kolluk güçlerine başvurma imkanı var ise ses, video, görüntü ya da fotoğraf kayıtlarının alınması hukuka aykırı hale gelir.
  • Söz konusu durumlarda alınan ses, video, görüntü ve fotoğraf gibi kayıtların sunulması gereken yetkili merciler: idari devlet birimleri, polis veya jandarma gibi kolluk görevlileri, savcılık veya mahkeme gibi adli makamlardır.Eğer ses, video, görüntü ya da fotoğraf şeklinde kayıt alınan durumlar üçüncü kişilerle paylaşmak amacıyla kayıt altına alınıyor ve paylaşılıyorsa bu durum suç teşkil eder. Burada kayıt alma amacı delillerin kaybolmasını engelleme ve başta saydığımız yetkili mercilere sunarak güvence altına alma olmalıdır.
  • Tazminat davası, alacak davası, boşanma davası vb. özel hukuk davalarında kişinin kendisinin ya da kişinin bir yakınının iddiasını kanıtlamak amacıyla sadece 1 kere olmak suretiyle elde edilen ses, video, görüntü ya da fotoğraf şeklindeki kayıtlar delil değeri taşımaktadır. Örnek olarak, aldatma durumu söz konusu olduğunda aldatılan kişinin kardeşi kendi kardeşini aldatan kişiyi başka birisiyle iken görüp ses, video, görüntü ya da fotoğraf kayıtlarından birisini sadece 1 kez olmak kaydıyla alıp boşanma davası sırasında öne sürebilir. Bu durumda söz konusu kayıt hukuka uygun bir delil sayılarak değerlendirmeye alınır.

İzinsiz Ses, Fotoğraf ve Video Kaydı Alma Suçları

Yukarıda ifade edilen şartların tümünün bir araya gelmesiyle alınan ses, video, görüntü ya da fotoğraf kayıtları hukuka uygun delil sayılarak yargılama sürecinde değerlendirmeye alınabilir. Ancak, bu durumlar dışında başkasına ait ses, video, görüntü veya fotoğrafları kaydetmek, izinsiz şekilde ele geçirmek ya da yaymak suç teşkil edebilir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre bu tür kayıtların teşkil ettiği suçlar aşağıda sıralanmıştır:

Konuşmanın Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu

İki kişi arasında gerçekleşen konuşmayı konuşmanın taraflarından biri ya da diğerinin kayıt altına alması suç fiili oluşturmaz. Ancak, kaydedilen söz konusu konuşmanın kayıtlarının bu konuşmada yer almayan üçüncü kişi veya kişilerle paylaşılması Türk Ceza Kanunu 133. maddenin 2. fıkrasına göre konuşmaların ifşa edilmesi suçunu oluşturur.

TCK Madde 133

  1. Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  2. Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

Haberleşme Gizliliğinin İhlali Suçu

Haberleşme gizliliğinin ihlali suçu, iki kişi arasında telefon, internet uygulamaları ya da e-mail yoluyla gerçekleşen iletişimin gizli bir şekilde üçüncü kişi veya kişilerce dinlenmesi, kayıt altına alınması şeklinde gerçekleşir. Ancak söz konusu iletişimin taraflarından biri iletişimin diğer tarafının haberi olmaksızın bu kayıtları almasına rağmen bunları üçüncü kişi veya kişilerle paylaşmaz ise bu durum suç teşkil etmez.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu

Bu suç failin izinsiz bir şekilde mağdurun özel hayatının gizliliğini ve özel hayatına dair bilgilerin gizliliğini ihlal etmesiyle ortaya çıkar. Söz konusu ihlal mağdurun özel hayatıyla ilgili bilgilerin kaydedilmesi ya da ifşa edilmesi şeklinde olabilir. Yukarıda haberleşme gizliliğin ihlali suçu başlığında bahsedilen şekliyle iki kişi arasında gerçekleşen iletişimde, iletişimin taraflarından biri tarafından diğer kişinin izni olmadan alınan iletişim kayıtları da özel hayatın gizliliği suçunun oluşmasına sebep olur.

Mükyen Hukuk Bürosu uzman avukatlarından randevu almak için:

Randevu Al
0216 784 43 20