İstinabe Nedir?

Anasayfa » Yayınlar » İstinabe Nedir?

İstinabe Nedir? | Mükyen Hukuk Yayınlar

Sözlük anlamıyla istinabe kavramının tanımı “bir kimsenin yerine veya adına geçici olarak bir işi veya işlemi yapma” şeklindedir. Öte yandan istinabe usul hukukunda bir mahkemenin kendi yargı çevresi dışında görülecek bir iş için başka bir mahkemeden iş veya işlemin görülmesi talebinde bulunması şeklinde tanımlanabilir.

Burada belirtmek gerekir ki mahkemelerin yetkilerinin belli bir çevreyle sınırlı olmasının bir sonucu olarak istinabe kavramı ortaya çıkmıştır. Bilindiği üzere her mahkemenin yetkisi dahilinde olan belli bir alan mevcuttur. Söz konusu bu alanlar yargı çevresi şeklinde tanımlanır. Bu tanımlamadan yola çıkarak denilebilir ki; söz konusu mahkemelerin yetkileri bu alanlarla sınırlıdır ve bu alanların dışında yargısal yetkilerini kullanmaları mümkün değildir. Konuyla ilgili olarak 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 7. maddesinde mahkemeler için yargı çevresi düzenlenmiştir. Söz konusu kanun maddesinde “Hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin idarî sınırlarıdır. Ancak özel kanunlarla kurulanlar da dâhil olmak üzere, hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenebilir.” ifadelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan kanun maddesi tarafından bir davada yetkili olan mahkeme belirlenmiş olsa da bazı hallerde ilgili yargısal işin niteliği sebebiyle başka bir yargı çerçevesinde yerine getirilmesi gereken durumlar olabilir. Söz konusu bu durum özellikle yetkili mahkemenin yargı çevresinde olmayan bir kişinin ya da şeyin getirilmesi çok güç olduğu, zaman kaybına ya da ekstra masrafa yol açacağı hallerde bu kuruma başvurulur. Bu ve benzeri hallerde mahkemeler arası yardımlaşma gündeme gelir. Yazımızın konusu olan istinabe kurumu yardımlaşma yöntemi olarak ortaya çıkar.

Burada özellikle belirtmek gerekir ki istinabe usulü farklı yargı çevrelerinde yetkili olan mahkemeler arasında olur. Öte yandan naiplik uygulaması ise istinabe kurumundan farklıdır. Naiplik uygulamasında heyet olarak görev yapan mahkemelerin mahkeme ortamında yerine getirilmesi mümkün olmayan yargısal iş ya da işlemler için heyet üyesi olan bir hakimin görevlendirilmesi şeklinde gerçekleşir. Örnek vermek gerekirse; keşif, mahkemeye gelmesine engel bir hastalığı bulunan tanığın dinlenilmesi vb. gibi haller naiplik uygulaması kapsamındadır.

İstinabe Uygulaması Nasıl Olur?

Öncelikle belirtmek gerekir ki usulünün uygulanabilmesi için belli şartların mevcut olması gerekir. Bu şartlara aşağıda yer verilmiştir;

  1. Söz konusu davada yetkili olan mahkemenin yargısal iş ya da işlemin yapılmasına dair talebinin yazılı şekilde olması gerekir. Burada vurgulamak gerekir ki sözlü olarak yapılan bir talebin uygulanması mümkün değildir.
  2. Yerine getirilmesi istenen yargısal iş ya da işlemin talep yazısında açık şekilde belirtilmesi gerekir. Aksi halde muğlak, belirli olmayan bir işlem söz konusu olmuş olur.
  3. Yerine getirilmesi istenen iş ya da işlemin talepte bulunulan mahkemenin yetkisi dahilinde, yani söz konusu bu mahkemenin yargı çevresi içerisinde yapılabilecek nitelikte olması gerekir. Bu durumun sebebine bakacak olursak; talepte bulunan mahkemenin yetkisi dışında olması nedeniyle yerine getiremediği bir iş ya da işlemi yine yetkisiz bir mahkemeden talep etmesinin mümkün olmayacağı açıktır.
  4. 492 Sayılı Harçlar Kanununun 35. maddesi gereği yerine getirilmesi istenen iş ya da işlemin gerektirdiği giderler karşılanmış olmalıdır. İlgili kanun maddesinde “Diğer bir icra ve iflas dairesinden istinabe suretiyle bir işlemin yapılması istendiği zaman bu işlemlere ait lüzumlu giderler o dairelere gönderilir.” ifadesine yer verilmiştir. Buna göre; giderlerin karşılanmaması halinde istenen iş ya da işlem yerine getirilmez.

Yukarıda yer alan şartların mevcut olması halinde; kendisinden talep edilen işlemi yerine getiren, diğer bir deyişle istinabe olunan mahkeme bir tutanak düzenler ve eğer mevcutsa diğer belgelerle beraber talepte bulunan mahkemeye gönderir.

Burada altını çizmek gerekir ki; mahkemeler arası hukuki yardımlaşma uluslararası bazda da olabilir. Örnek vermek gerekirse; bir Türk mahkemesi yabancı ülkede ikamet etmekte olan bir tanığın dinlenmesi için o ülke mahkemesinden söz konusu tanığın dinlenmesini talep edebilir. Söz konusu bu hukuki yardımlaşmada ülkeler arası istinabe usulünün ne şekilde olacağı uluslararası anlaşmalar dahilinde düzenlenmiştir. Ancak belirtmek gerekir ki; uluslararası anlaşmalarla düzenlenmediği halde karşılıklılık ilkesi çerçevesinde belirlenir.

Mükyen Hukuk Bürosu uzman avukatlarından randevu almak için:

Randevu Al
0216 784 43 20