ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Raporu Nedir?

Anasayfa » Faaliyet Alanlarımız » Çevre Hukuku » ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Raporu Nedir?

ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Raporu Nedir? | Mükyen Hukuk

ÇED Nedir?

Öncelikle tanımından başlamak gerekirse; modern yaşamın, kirletilmiş ve tahrip edilmiş bir çevreyi temizleyip onarmak ve yeniden dengeli bir hale getirmek için harcanacak kaynakların, kalkınma için yapılması planlanan yatırımların olumsuz etkilerinin baştan önlenmesine kıyasen daha verimsiz olduğu fikri üzerine gelişmiş olan prensip Çevresel Etki değerlendirmesidir. Bu bağlamda Çevresel Etki Değerlendirmesi değişik ve çeşitli sayıdaki aşamayı kapsayan, söz konusu bu aşamaların gerçekleştirilmesine ilişkin farklı zaman dilimlerine yayılmış olan, çevresel etkiler konusunda geleceğe yönelik riskli olasılıkların ve bunlara ait önlemlerin belirlenmesi ile sonuçta çevresel etkilerin kabul edilebilir bir seviyeye indirgenmesini amaçlayan ve bazı etkilerin kabul edilebilir düzeyde giderilemeyeceğini göstererek çevresel açıdan elverişsiz olan yatırımların önlenmesini esas alan bir süreç olarak da tanımlanabilir.

ÇED’in Hukuki Dayanakları Nelerdir?

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

Öncelikle burada vurgulamak gerekir ki ÇED temelini çevre hakkından alır. Çevre hakkının konusunu ise yeryüzünün tüm canlı organizmalarının yaşamlarını sürdürdüğü ve kısa ya da uzun dönemde etkileşim içerisinde bulunduğu biyosfer olarak tanımlayabiliriz. Anayasa’da çevre hakkıyla ilgili olarak "Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması" başlıklı 56. maddesinde: "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir." şeklindeki ifadeye yer verilmiştir. İlgili maddeden anlaşılacağı gibi; hem devlete hem de vatandaşa çevre hakkının korunması için çeşitli ödev ve sorumluluklar yüklenmiştir. Söz konusu bu düzenleme ile devletin görevi kirliliği önlemek iken, bu önlemeyi sağlayacak olan kanunlara uygun davranma hali pasif yükümlülüğü meydana getirirken çevrenin korunması için gerekli olan önlemlerin alınması ise aktif yükümlülük olarak karşımıza çıkar.

2872 sayılı Çevre Kanunu

Çevre Kanununda tanımlamaların yer aldığı 2. maddede çevre, çevre korunması ve çevre kirliliği ile ilgili aşağıda yer alan ifadelere yer verilmiştir;

Çevre: Canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı,

Çevre korunması: Çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye, çevre kirliliğini önlemeye yönelik çalışmaların bütününü,

Çevre kirliliği: Çevrede meydana gelen ve canlıların sağlığını, çevresel değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her türlü olumsuz etkiyi,

Yukarıda yer alan tanımlamalara ek olarak Çevre Kanununun "Çevresel etki değerlendirilmesi" başlıklı 10. maddesinde ÇED'in kanuni dayanağına yer verilmiştir. İlgili maddede konu ile ilgili olarak "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.” ifadelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan bilgiler ışığında ÇED süreci tamamlanmadan inşaata başlayan ya da faaliyete geçen projeler için bazı tedbirler ve cezalar öngörmektedir. Örnek olarak Çevre Kanununun 15. maddesine aşağıda yer verilmiştir.

Çevre Kanunu Madde 15

Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca yayımlanan yönetmeliklere aykırı davrananlara söz konusu aykırı faaliyeti düzeltmek üzere Bakanlıkça ya da 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından bir defaya mahsus olmak üzere esasları yönetmelikle belirlenen ve bir yılı aşmamak üzere süre verilebilir.

Faaliyet; süre verilmemesi halinde derhal, süre verilmesi durumunda, bu süre sonunda aykırılık düzeltilmez ise Bakanlıkça ya da 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur. Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike yaratan faaliyetler ile çevre izni veya çevre izin ve lisansı olmayan faaliyetler süre verilmeksizin durdurulur.

Çevresel Etki Değerlendirmesi incelemesi yapılmaksızın başlanan faaliyetler Bakanlıkça, proje tanıtım dosyası hazırlanmaksızın başlanan faaliyetler ise mahallin en büyük mülkî amiri tarafından süre verilmeksizin durdurulur.

Süre verilmesi ve faaliyetin durdurulması, bu Kanunda öngörülen cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez.

Mükyen Hukuk Bürosu uzman avukatlarından randevu almak için:

Randevu Al
0216 784 43 20