Çevreyi Kasten ya da Taksirle Kirletme Suçu Nedir?

Anasayfa » Faaliyet Alanlarımız » Çevre Hukuku » Çevreyi Kasten ya da Taksirle Kirletme Suçu Nedir?

Çevreyi Kasten ya da Taksirle Kirletme Suçu Nedir? | Mükyen Hukuk

Çevrenin Kasten Kirletilmesi Suçu Nedir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki bazı özel kanunlarla çevreye bırakılması yasaklanmıştır. Türk Ceza Kanunu 181. maddesinde yer alan düzenlemeler çerçevesinde atık ya da artığın, çevreye zarar verme ihtimali doğuracak şekilde alıcı ortamlar olan su, hava ve toprağa kasten verilmesi ile çevrenin kasten kirletilmesi suçunun meydana geleceği açıklanmıştır. Buna göre; atık ya da artıkların özel kanunlarda belirtilen teknik usullere aykırılık teşkil edecek şekilde bir defa alıcı ortama verilmesi ile çevreyi kasten kirletme suçu meydana gelir.

Çevrenin Taksirle Kirletilmesi Suçu Nedir?

Türk Ceza Kanunu 182. maddesinde yer alan düzenlemelere göre; failin, çevreyi kirletmeyi istememesine rağmen, öngörülebilir sonuçları öngörmeyerek atık ya da artıkları su, hava veya toprağa bırakması ile çevrenin taksirle kirletilmesi suçu meydana gelir.

Çevrenin Kasten ya da Taksirle Kirletilmesi Suçlarının Unsurları Nelerdir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki çevrenin kasten veya taksirle kirletilmesi suçları, ilgili kanunda tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Bu demektir ki, çevreye bırakılan atık ya da artıkların çevreye zarar verme ihtimallerinin olması suçun oluşması için yeterlidir. Buna göre; failin cezalandırılması için ayrıca çevreye zarar verilmesi şartı aranmaz.

2872 sayılı Çevre Kanunu ile çevrenin korunması, kirletme yasağı vb. temel ilkeler düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu 181. ve 182. maddede düzenlenen çevrenin kirletilmesi suçları, Çevre Kanunu ve bu kanuna dayalı olarak çıkartılan yönetmeliklerle oluşan mevzuata aykırılık teşkil edecek şekilde hareket edilmesiyle meydana gelir. Bu sebeple, suçun ispatlanması açısından atık ya da artıkların, özel mevzuatla ilişkilendirilmesi, atıkların nitelikleri ve kirletici özelliklerinin araştırılması, özellikle atık ya da artığın niteliğine göre emisyon sınır değerlerine ilişkin bir kural varsa bu sınır değerlerinin aşılıp aşılmadığına dair incelemeler yapılması gerekir. Yönetmelik, genelge, tebliğ vb. gibi kirletici kaynağa ilişkin mevzuat ve düzenleyici işlemler yolu ile belirlenen emisyon sınır değerlerinin aşılıp aşılmadığının, üretim kapasitesinden hareketle örnekleme ve diğer bilimsel yöntemlerle tespit edilmesi bu anlamda zorunludur. Mahkemeler tarafından, somut her olayı ayrı ayrı değerlendirmek suretiyle tüm bu hususları kapsamlı bir şekilde ele alan ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporları düzenlettirilmesi gerekir. Kasten ya da taksirle çevreyi kirletme suçu; alıcı ortamlar olan su, hava ya da toprağın niteliğine göre tanımlanmış belirli teknik usuller kullanılarak tespit edilir.

Havanın Kasten Kirletilmesi Suçu Nedir?

2872 sayılı Çevre Kanununun ek 6. maddesinde yer alan düzenlemeler çerçevesinde; hava kalitesinin korunması ve hava kirliliğinin önlenmesi amacı ile, ulusal enerji kaynakları öncelikli olarak, Bakanlık tarafından belirlenen standartlara uygun temiz ve kaliteli yakıtların ve yakma sistemlerinin üretilmesi ve kullanılması zorunlu tutulmuştur. Hava kalitesinin belirlenmesi, izlenmesi ve ölçülmesine yönelik yöntemler, hava kalitesi sınır değerleri ve bu sınır değerlerin aşılmaması için alınması gerekli önlemler Bakanlık tarafından yürütülür. 2872 sayılı Çevre Kanununu çerçevesinde dayanılarak hava kalitesinin korunması ve kirlenmesinin engellenmesi amacıyla çıkarılan bütün yönetmelikler, tesisler, işletmeler, motorlu taşıtlar, makineler ve konutlar gibi nitelikleri ve faaliyetleri gereği sürekli ya da dönemsel emisyon üreten yerleri kapsamı altına alır. Söz konusu yerler ve faaliyetler dışında, örnek vermek gerekirse, açık havada atık yakma eyleminde olduğu gibi bireylere, herhangi bir yükümlülük yüklenmemiştir.

Yargıtay 18. Ceza Dairesinin K. 2017/2164 sayılı kararında “Yönetmeliklerde bahsedilen konut, işletme, tesis ve makineler gibi nitelikleri ve faaliyetleri gereği sürekli ya da dönemsel emisyon üreten yerler için kabul edilmiş emisyon sınır değerlerinden birinin, bireyler hakkında da geçerli olduğunu kabul etmek, Kanunun çerçeve hükümleri doğrultusunda çıkarılmış olan yönetmeliklerde yer almayan bir yükümlülüğün varlığını kabul etmek hukuka aykırıdır. Havanın kasten veya taksirle kirletilmesi suçunun ispatlanması; yani hava alıcı ortamının, dolayısıyla çevrenin kirlendiği ya da kirlenme ihtimali bulunduğunun kabul edilebilmesi için, öncelikle kirlilik kaynağının tespit edilmesi, daha sonra da ilgili yönetmeliklerde kirletici kaynaklar bakımından öngörülen emisyon sınır değerinin aşılmış olması gerekir.” ifadelerine yer verilmiştir.

Suyun Kasten Kirletilmesi Suçu Nedir?

Su Kirliliği Yönetmeliğinin 6. maddesinde alıcı su ortamını kirleten en önemli kaynaklar ve etkenler dokuz bent halinde örnekleme yoluyla sayılmıştır, ancak sınırlayıcı bir belirleme yapılmamıştır. Buna göre sayılan kaynaklar ve etkiler; fekal atıklar, organik atıklar, kimyasal atıklar, aşırı üretim artışına neden olan besin maddelerinin alıcı ortamın dengesini bozacak şekilde aşırı boşaltımı, atık ısı, radyoaktif atıklar, deniz dibinden taranan malzeme, çamur, çöp ve hafriyat artıklarının ve benzeri atıkların boşaltımı, gemilerden kaynaklanan petrol türevli katı ve sıvı atıklar vb. gibidir.

Toprağın Kasten Kirletilmesi Suçu Nedir?

2872 sayılı Çevre Kanunu’na göre çıkartılmış olan Toprak Kirliliğinin Kontrolü ve Noktasal Kaynaklı Kirlenmiş Sahalara Dair Yönetmelik çerçevesinde alıcı ortam olarak toprağın kirlenmesinin önlenmesi, kirlenmenin mevcut olduğu ya da olması muhtemel sahaları ve sektörleri tespit etmek, kirlenmiş toprakların ve sahaların temizlenmesi ve izlenmesi hususunda esaslar belirlenmiştir.

Yargıtay 18. Ceza Dairesinin K.2015/10300 kararında “2010 tarihli yönetmelik, 2005 tarihli bir önceki yönetmelikten farklı olarak fekal atığın toprağı kirlettiğini ya da kirletme ihtimali taşıdığını kabul etmemiştir. Fekal atığın alıcı ortam olan toprağa verilmesi halinde ise, toprak kirliliğinin ya da kirlenme ihtimalinin gerçekleştiğinden bahsedilemez. Toprağa bırakılan fekal atığın, varlığı kanıtlanmış yeraltı sularını kirlettiği ya da kirletme ihtimali taşıdığı durumlarda “Yeraltı Sularının Kirlenmeye ve Bozulmaya Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekir.” şeklindeki ifadelere yer verilmiştir.

Mükyen Hukuk Bürosu uzman avukatlarından randevu almak için:

Randevu Al
0216 784 43 20