Vergi Ziyaı ile İlgili Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

Anasayfa » Faaliyet Alanlarımız » Vergi Hukuku » Vergi Ziyaı ile İlgili Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

Vergi Ziyaı ile İlgili Bilinmesi Gerekenler Nelerdir? | Mükyen Hukuk

Vergi Ziyaı Kabahati Netice Unsuru Nedir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki vergi ziyaı kabahati neticeli bir kabahat türüdür. Bu sebeple vergi ziyaı kabahatinin meydana gelmesi için vergi ziyaına sebep olan hareketler sonucunda devletin vergi kaybının oluşması gerekir. Aksi halde söz konusu mükellef hakkında vergi cezası verilemez. Çünkü vergi ziyaı, yükümlünün ya da sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi ya da görevlerini eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini ya da eksik tahakkuk ettirilmesidir. Vergi Usulleri Kanunu 341. Maddede açıkça belirtildiği üzere “Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder. Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya tamamlanması veyahut haksız iadenin geri alınması ceza uygulanmasına mani teşkil etmez.” Buna göre; vergi ziyaı kabahatinin netice unsurunu verginin geç ya da eksik tahakkuk ettirilmesi ve verginin haksız yere geri verilmesi olarak ikiye ayırmak mümkündür. Aşağıda bu durumların açıklamasına yer verilmiştir.

Verginin Eksik veya Geç Tahakkuk Ettirilmesi Nedir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki; verginin eksik veya geç tahakkuk ettirilmesi neticesinin vergi ziyaı kabahatinin oluşması için meydana gelmesi gerekir. Çünkü eksik ya da geç tahakkuk ettirilmesi beyannamelerin eksik veya geç verilmesine bağlı bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda vergi ziyaı kabahatinin oluştuğu an verginin eksik veya geç tahakkuk edildiği andır. Vergi Usulleri Kanunu 22. maddesine göre tahakkuk “Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesidir.” şeklinde tanımlanmıştır. Danıştay 4. Dairesi’nin 2000/2367 K. Sayılı kararına göre; “213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 341. maddesinde vergi ziyaının mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi olarak tanımlanmıştır. Verginin tahakkuku anılan kanunun 22. maddesinde, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesi olarak ifade edilmiş, verginin tahsili de 23 üncü maddede, kanuna uygun sürede ödeme yapılması olarak belirtilmiştir. Vergi kanunlarının amacı tahsilatın sağlanmasını gerçekleştirmektedir. Bu nedenledir ki Vergi Usul Kanununda vergi alacağının tayinine ilişkin bölümde, vergiyi doğuran olayın saptanmasından sonra verginin tarh, tebliğ ve tahakkuk ettirileceği belirtilmiş, tüm bu işlemlerin nihai amacı olan tahsil ise bu düzen içinde en sonda yer almıştır. Vergiyi doğuran olay ve tahsil aşaması sırasında kalan işlemler şekle ve usule ilişkin işlemlerdir. Bu işlemlerden herhangi birisinin yapılmaması veya eksik yapılmış olması tek başına vergi ziyaına neden olunduğunu göstermeye yeterli değildir. Vergi ziyaı meydana gelip gelmediği ancak tahsilat aşamasının yapılıp yapılamaması halinde söz konusu olabilir.” şeklinde ifade edilmiştir.

Verginin Haksız Yere Geri Verilmesi Nedir?

Vergi ziyaı kabahatinin diğer bir netice unsuru verginin haksız yere geri verilmesidir. Ancak burada belirtmek gerekir ki; verginin haksız yere geri verilmesi ile vergi iadesi kavramları birbirine karıştırılmaması gerekir. Vergi iadesi halinde ilgili mükellef vergi dairesine önceden bir ödeme yapmamıştır. Öte yandan verginin geri verilmesi sebebiyle vergi ziyaının oluşması hali ise; mükellefin vergi dairesine belli bir ücret yatırmış olması sonrasında bu ücretin haksız bir şekilde tarafına geri verilmesidir.

Burada önemle belirtmek gerekir ki; vergi ziyaı neticesi ile mükellefin davranışı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Eğer söz konusu vergi ziyaı mükellef olan kişiden kaynaklanan bir davranış neden olmamış ise mükellefe ceza kesilemez. Danıştay 7. Dairesi’nin 2012/1136 K. sayılı kararında bu durum “Ancak, vergi ziyaı cezası kesilebilmesi için, verginin ziyaa uğratılmış olması yeterli değildir; ayrıca, vergi ziyaına mükellef veya vergi sorumlusu tarafından neden olunması da gerekmektedir. Vergi idaresinin ceza kesme yetkisini kullanabilmesi, vergi ziyaı ile mükellef ya da vergi sorumlusunun eylemi arasında illiyet bağının kurulabilmesi durumunda gerçekleşecektir. Eldeki davada, vergi ziyaına, 31.7.2006 tarihinde istisna uygulanarak satılan aracı satın alan kişi, daha önce 2004/Eylül döneminde de aynı istisnadan yararlandığı halde bunu beyan etmeyerek, Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 M. 2'nci fıkrasının ( b ) bendinde öngörülen "beş yılda bir defaya mahsus olmak" şartını ihlal etmek suretiyle, haksız yere istisnadan yararlanan, alıcı tarafından sebebiyet verildiğinden, vergi ziyaına sebebiyet veren fiille, bu hususu bilmesi mümkün olmayan davacı arasında illiyet bağının mevcut değildir. Vergi ziyaına sebebiyet veren fiille arasında illiyet bağı olmayan davacı adına ceza kesilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, mahkeme kararının aksi yoldaki temyize konu bu hüküm fıkrasında isabet görülmemiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.

Manevi Unsur Nedir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki; kast ya da taksirin vergi ziyaı kabahatinin işlenmesi için bir önemi yoktur. Bu anlamda söz konusu halde vergi kaybının olması kabahatin işlenmiş olması için yeterlidir. Bu sebeple söz konusu kabahat kasti şekilde ya da taksirle işlenebilir.

Vergi Ziyaı Kabahatinin Cezası Nedir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz fiil gruplarına göre vergi ziyaı cezasının miktarı değişiklik göstermektedir. Kabahatin temel hali yani orta nitelikli fiiller için 1 kat vergi ziyaı cezası öngörülür. Öte yandan kabahatin Vergi Usulleri Kanunu 359. maddesinde yer alan fiiller ile işlenmesi halinde ise söz konusu mükellefe 3 kat vergi ziyaı cezası uygulanır. Buna ek olarak mükellef beyannameyi kendiliğinden geç verirse vergi ziyaı cezası yarı oranında indirimli olarak uygulanır.

Vergi Ziyaı Cezasında Gecikme Faizi Nedir?

Vergi ziyaı cezası kesilirken öncelikli olarak vergi kaybının miktarı hesaplanır. Hesaplanmış olan bu miktar vergi aslını meydana getirir. Vergi aslının tarh edilmesi ile ise gecikme faizi de birlikte uygulanır. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51. maddesine göre “amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 4 oranında gecikme zammı tatbik olunur.” Şayet vergi ziyaı cezasına karşı dava yoluna gidilmişse VUK’nın 112/3b maddesinin uygulanması gerekir. Maddeye göre; “Dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren yargı organı kararını tebliğ tarihine kadar geçen süreler için 6183 sayılı kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır.”

Mükyen Hukuk Bürosu uzman avukatlarından randevu almak için:

Randevu Al
0216 784 43 20