İddet Müddetinin Kaldırılması Nedir?

Anasayfa » Faaliyet Alanlarımız » Aile Hukuku » İddet Müddetinin Kaldırılması Nedir?

İddet Müddetinin Kaldırılması Nedir? | Mükyen Hukuk

İddet kelimesi Arapça kökenlidir ve İslam hukukunda “boşanmadan sonra kadının tekrar evlenmesi için gereken süre” anlamına gelir. Türk Medeni Kanununda ise iddet müddeti kavramı boşanan bir kadının yeniden evlenebilmesi için geçmesi gereken 300 günlük süreyi ifade etmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 132. Maddesinde “Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. Doğurmakla süre biter. Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hallerinde mahkeme bu süreyi kaldırır.” şeklindeki düzenleme yer alır. Söz konusu bu kanun maddesinden anlaşılabileceği gibi kadın boşandıktan sonra yeni bir evlilik yapabilmek için ilgili boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacak olan iddet müddetinin geçmesini bekler ya da ilgili mahkemeden iddet müddetinin kaldırılmasını talep eder. Öte yandan boşandıktan sonra yeniden evlenmek isteyen bir erkek için kanunda belirli bir süre öngörülmemiştir. Buna göre; erken önceki evliliğinin sona ermiş olduğunu ispat etmek şartıyla yani boşanma kararının kesinleşmesinin ardından yeniden evlenebilir.

İddet Müddeti Düzenlemesinin Amacı Nedir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki; iddet müddeti düzenlemesi ile korunmak istenen temel hukuki değer evliliğin sona ermesinden sonra doğma ihtimali bulunan çocuğun soybağıdır. Türk Medeni Kanunu 285. maddesinde yer alan “Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır.” ifadesi ile babalık karinesi düzenlenmiştir. Buna göre; evliliğin sona ermesinden itibaren 300 gün içinde doğan çocuğun babası koca sayılmaktadır. Öte yandan yine Türk Medeni Kanunu 290. maddesi çerçevesinde “Çocuk evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğmuş ve ana da bu arada yeniden evlenmiş olursa, ikinci evlilikteki koca baba sayılır. Bu karine çürütülürse ilk evlilikteki koca baba sayılır.” hükmü yer alır. Bu bağlamda; kadınlar için kesin olmayan bir evlenme engeli olarak düzenlenen iddet müddeti, bu süre zarfında doğan çocuğun yaşayabileceği soybağı karışıklığının önlemek amacı taşımaktadır.

İddet Süresi İçerisinde Yapılan Evlilik Geçerli Olur Mu?

Öncelikle burada ifade etmek gerekir ki; söz konusu iddet müddeti kadın için kesinlik teşkil etmeyen bir evlilik engelidir. Bu demektir ki; boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren başlayan 300 günlük bekleme süresi henüz geçmeden kadın ikinci evlilik yapmış ise bu evlilik sakat ya da geçersiz olmayacaktır. Bu demektir ki geçerli bir evliliğin bütün sonuçları doğacaktır.

İddet Müddetini Sona Erdiren Durumlar Nelerdir?

  • Türk Medeni Kanunu 132. maddesinde düzenlenen 300 günlük bekleme süresi, boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden 300 gün geçmesi ile kendiliğinden sona erer. Söz konusu bu sürenin dolmasını beklemeyi tercih eden kadının mahkemeye başvurmasına gerek yoktur.
  • İddet müddetinin sona ermesini sağlayan diğer bir durum ise boşanmanın kesinleştiği tarihte hamile olan kadının doğum yapmış olmasıdır. Buna göre, boşanma kararının kesinleşmesinin ardından başlayan 300 günlük sürenin içinde örneğin 200.gün doğum yapmış olan kadın yeniden evlenebilmek için artık geriye kalan 100 günü beklemeyecektir. Türk Medeni Kanununun 132. maddesine göre “Doğurmakla süre biter.”
  • Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığını ispat etmesi üzerine ya da boşandığı kocası ile yeniden evlenme talebi üzerine verilen mahkeme kararı da iddet müddetini sona erdiren başka bir durumdur.

İddet Müddetinin Kaldırılması Davası Nedir?

Hukuk Muhakemesi Kanunu 382. madde çerçevesinde iddet müddetinin hakim tarafından kaldırılması davası çekişmesiz olan yargı işlerinden birisidir. “Her davada, davacı ve davalı olmak üzere iki taraf vardır. Bir davada, birbiri ile uyuşmazlık hâlinde iki taraf yoksa, o zaman dava değil, çekişmesiz yargı işi söz konusu olur ve çekişmesiz yargıya ilişkin kurallar uygulanır.” Söz konusu bu davalar için görevli olan mahkeme aile mahkemesidir.

İddet Müddeti ile İlgili Yargıtay Kararları Nelerdir?

İddet Müddeti İçinde Doğan Çocuk – Soybağının Reddi Talebi (Yargıtay 2. HD. 2006/2900 e. 2006/9378 k. 13.6.2006 t.) “Dava, soybağının reddi talebine ilişkindir. Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Olayda, davacı evliliğin sona ermesinden sonraki üçyüz gün içinde doğmuştur. Davacının, annesi kızlık hanesine annesinin aile soyismi ile tescil edilmiş olması ve bu hanede baba adının farklı gösterilmiş bulunması çocukla koca arasında yasal olarak kurulmuş olan soybağını ortadan kaldırmaz. Davacının babalık davası açabilmesi için yasal soybağının geçersiz kılınması gerekir.”

Yargıtay 11. Ceza dairesi e. 2017/14034 k. 2017/8875 t. 13.12.2017 “Temyiz dışı sanık ...'un katılan ... ile resmi olarak evli olduğu ancak boşanma davası devam ettiği, süreç içinde sanık ... ile gayrı resmi birliktelik yaşadığı, boşanmanın 25.01.2012'de kesinleştiği, 20.04.2012 tarihinde ... isminde bir çocuğun dünyaya geldiği, çocuğun babası ... olmasına rağmen iddet müddeti içinde doğan ...'ın evlilik birlikteliği içinde doğmuş gibi nüfusa baba hanesi ... olarak kayıt edilmesinden ibaret eylemde; sanık ...'in, ... yeni boşandığı ve kanunun aradığı süreyi doldurmadığı için resmi nikah yapamadıklarını, birlikte yaşadıkları süre içerisinde ... isminde bir çocuklarının olduğunu, çocuğunun rahatsızlandığını, tedavi işlemleri için nüfus cüzdanı gerekli olduğunu, bu sebeple nüfusa ...'ın baba ismini daha sonra değiştirmek üzere ... olarak kaydettirmek zorunda kaldıklarını, suç kastı ile hareket etmediğini savunarak suçlamayı kabul etmemesi; Özel Sevgi Hastanesi doğum raporunda, bebeğin baba adının “...” olarak kayıtlı olması ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 285 ve 295. maddelerindeki “evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içerisinde doğan çocuğun babası kocadır ve başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.” düzenlemeleri, nüfusa kaydedilen çocuk ...'ın doğum tarihi dikkate alındığında, çocuğun biyolojik baba olan sanık ...'in üzerine derhal kayıt edilmesinin mümkün olmaması, resmi nikahlı eşin üzerine kaydedilmesinin yasadan kaynaklanan bir zorunluluk olması karşısında; suçun unsurlarının oluşmayacağı gözetilmeden, beraat yerine yazılı şekilde çocuğun soybağını değiştirme suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, SONUÇ: Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Mükyen Hukuk Bürosu uzman avukatlarından randevu almak için:

Randevu Al
0216 784 43 20