Mücbir Sebep Nedir?

Anasayfa » Faaliyet Alanlarımız » Borçlar Hukuku » Mücbir Sebep Nedir?

Mücbir Sebep Nedir? | Mükyen Hukuk

Tanımından başlarsak; mücbir sebep, bir borcun ya da hukuki ilişkinin ihlaline ya da aksamasına neden olan, ve ilgili kişilerin kusuruna bağlı olmayan, kaçınması ve öngörülmesi mümkün olmayan bazı nedenlere verilen isimdir. Bu tanımdan yola çıkarak bir sebebi mücbir sebep olarak nitelendirmek için gereken unsurları; harici olma, kaçınılmaz olma ve öngörülmez olma şeklinde sıralayabiliriz. Ayrıntılı olarak incelemek gerekirse;

Harici Olma Unsuru

Taraflar arasında mevcut olan hukuki ilişkinin ihlaline yol açan sebebin taraflardan ya da hukuki ilişkiden kaynaklanmaması, söz konusu mücbir sebebin dışarıdan gelen bir sebep olması olarak tanımlanır.

Kaçınılmaz Olma Unsuru

Mücbir sebep şeklinde nitelenen olay kaçınılmaz, diğer bir deyişle sonuçları bertaraf edilemez olmalıdır. Burada vurgulamak gerekir ki ifayı engelleyen olayın engellenebileceği durumlarda mücbir sebep söz konusu olmaz.

Öngörülemez Olma Unsuru

Mücbir sebebin öngörülemez olması ile kastedilen taraflara arasındaki sözleşmenin kurulduğu sırada bunun gerçekleşeceğinin kesin olmaması demektir. Diğer bir deyişle objektif bir değerlendirme ile söz konusu durumun gerçekleşme ihtimalinin çok yüksek olmaması demektir.

Mücbir Sebep Halleri Nelerdir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki Yargıtay kararlarında mücbir sebep sayılan hallerin bazılarına yer verilmiştir. Yargıtay tarafından genel itibariyle deprem, sel, yangın vb. gibi doğal afet halleri, salgın hastalık vb. gibi toplumsal problemler mücbir sebep olarak sayılmıştır. Fakat vurgulamak gerekir ki mücbir sebep hallerini bu saydıklarımızda sınırlı tutamayız. Yukarıda ayrıntılarına yer verdiğimiz harici olma, kaçınılmaz olma, öngörülemez olma unsurlarını içeren, karşı konulamayan ve hukuki ilişkiye zarar veren her olay mücbir sebep olarak sayılabilir.

Sözleşmelerde Mücbir Sebep Nedir?

Mücbir sebepten kaynaklanan herhangi bir sözleşmeye aykırılık söz konusu olduğunda söz konusu sözleşmedeki ifa edimini yerine getiremeyen borçlu taraf bu aykırılıktan sorumlu tutulamaz. Söz konusu bu aykırılık aşağıda sıralanan hallerde görülür;

  • Tam İfa İmkansızlığı hali
  • Kısmi İfa İmkansızlığı hali
  • Aşırı İfa Güçlüğü hali

Öncelikle burada belirtmek gerekir ki sözleşme denildiğinde ifade edilen alan çok kapsamlıdır. Bu anlamda söz konusu mücbir sebebin ilgili sözleşmeye nasıl etki edeceği ile ilgili hukuki anlamda danışmanlık hizmeti alınmalıdır.

Mücbir Sebebin Sözleşmeye Etkisi Nedir?

Daha önce de belirttiğimiz gibi mücbir sebepten kaynaklı olarak sözleşmeye aykırılık teşkil edecek şekilde davranan kişi bu halden sorumlu tutulamaz. Fakat bu hale rağmen bazı hukuki sonuçlar doğar. Bu sonuçlarla ilgili kanun maddelerine aşağıda yer verilmiştir.

Türk Borçlar Kanunu Madde 136

Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.

Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.

Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.

Türk Borçlar Kanunu Madde 137

Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer.

Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.

Türk Borçlar Kanunu Madde 138

Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.

Mücbir Sebepten Ötürü Borcun Zamanında İfa Edilememesi Halinde Ne Olur?

Mücbir sebepten kaynaklı olarak sözleşmeden doğan borcun ifası gecikmiş ise borçlu temerrüdü gündeme gelir. Sonuç olarak da borçlu temerrüdünün kusura bağlı olmayan sonuçları doğar. Buna göre alacaklı olan taraf, gecikmeden doğan zararının tazminini talep edemez, ifadan vazgeçip, zamanında ifa edilseydi elde edeceği karı, müspet zararı, talep edemez, sözleşmeden dönebilir fakat sözleşme yapılamamasından kaynaklanan menfi zararını isteyemez.

Mücbir Sebepten Ötürü Borcun Gereği Gibi İfa Edilememesi Halinde Ne Olur?

Öncelikle burada belirtmek gerekir ki; mücbir sebebin mevcut olduğu halde borçlu olan kişiye kusur isnat edilemeyeceği için sözleşmenin gereği şekilde ifa edilememesinde alacaklının uğradığı zararı tazmin etmeye gerek kalmaz. Borçlu olan kişi yine temerrüde düşer fakat kusura bağlı sonuçlar borçlu üzerinde doğmaz. Ancak burada bir kez daha vurgulamak gerekir ki somut olayın özelliklerine, sözleşmenin türüne, mücbir nedenin ne olduğuna vb. gibi hususlara bağlı olarak çeşitli hukuki sonuçlar ortaya çıkar.

Mükyen Hukuk Bürosu uzman avukatlarından randevu almak için:

Randevu Al
0216 784 43 20